Çiğdem Özaltun
13 Şubat 2014 Perşembe
SEVGİLİLER GÜNÜ
Sevgililer gününde
belki yanında değilim ama dünde, bugünde, yarında yüreğin kadar
yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy ben hep
ordayım!
BİR MUCİZE BEKLEMEK
Bir mucize beklediğinizde bunu çok iyi düşünüldüğünüzden aslında mucize olmadan da siz mucizeye kavuşmuş oluyorsunuz.
Zihninizi buna şartlandırıyorsunuz. Böylece olumsuz şeyler yerine
olumlu şeylere odaklanıyor ve değerinizi biliyorsunuz. Sizin hiçbir
işinize yaramayacak olan şeyleri düşünmeye vakit ayırmıyor, bunun yerine
sizi mucizelere götürenlerle meşgul oluyorsunuz. Hayatınız bir nehir gibi hayallerinize ve mucizelerinize doğru akmaya başlıyor. Siz çok iyi hissetmeye başlıyorsunuz...
Mucize
sözcüğünün diğer anlamları da "harika, üstün olay"dır. İnsanüstü
olaylardan farklı olarak doğaüstü olaylarda da bu kelime
kullanılmaktadır. Ayrıca sıra dışı etkiler yaratma gücü de mucize
kelimesiyle ifade edilir. Dolayısıyla mucizeler olağanüstü, sıra dışı,
harika, nitelikli başarılar gerektirir.
Her zaman küçük adımlarla başlayım diyorsanız şimdi önce küçük mucizeleri bekleyin. Sonra da büyüklerine doğru gidin.
Yapacağınız tek şey inanmak, hem de çok inanmak. İşe bu denli
benliğinizle tutunduğunuzda hiç olmaz dediklerinizi bile başardığınızı
göreceksiniz. İnanın ve hayallerinize sarılın yeter ki.
Kendini küçümseyen insanlar mucizeleri kendilerinin gerçekleştirebileceklerine inanmazlar.
Büyük işlerle uğraşmazlar. Uğraştıklarında ellerindeki fırsatları veya
yetenekleri de küçük görüp tüm kapıları kapatacaklardır. Kendisini
yeterli görüp, yeteneklerine inandıkları zaman ise mucize psikolojisine
girecekler ve mucizeler birbirini takip edecektir.
Umutlu
olmak ve olumlu düşünmek engellerin hiç sevmediği iki şeydir çünkü
insanlar bunlara sahip olduğunda başarısızlık da onları terk etmeye
başlar. Engelleri mutlu etmek istiyorsanız olumsuz düşünün. Sürekli
umutsuzluğa kapılın.
Mutlaka
amacınıza ulaşırsınız. Umut etmeye devam edeceğim diyorsanız, engeller
şimdeden bağırmaya başladı; "Başarı geliyor, yolu kapayın" diye.
Bunun toplumsal anlamda bir ispatını görmek için şu örneği ele alalım.
Bir
iş iş toplantısında bulunan yöneticiler içinden beş tanesi erkek, bir
tanesi kadındır. Toplantı tüm hızıyla devam ederken yöneticiler bir
sorunla karşılaşırlar. Erkek yöneticilerin hepsi soruna farklı açılardan
bakar ama hepsi de sonu umutsuzluğa giden farklı açılardan... Uzun
tartışmalar sonucunda çözüm bulunamaz ve sözleşmenin iptali gündeme
gelir. Sonra kadın yönetici buna karşı çıkar ve "sorun varsa çözüm de
vardır" diyerek şöyle devam eder: "Düşünmemiz gereken şey, kesinlikle
bir çözümün olduğu ve kesinlikle o çözümü bulabileceğimiz. Sonrasında
sorun diye bir şey kalmayacaktır."
Bu
sözler erkeklere hiç inandırıcı gelmez ve alaycı bir ifadeyle
gülümserler. Kadın ise konuşmasına devam eder: "İlk yapacağımız şey
olumlu düşünmeye başlamak, şu umutsuz bakış açımızı bir kenara bırakalım
artık. Burada mutlaka çözümün olduğunu ve bunu bulabilecek kadar akıllı
olduğumuzu kabul edelim."
Bu
sözlerin üzerine ortamdaki olumsuz hava dağılır ve konuyu adım adım ele
alıp çözümü bulmaya kararlı hale gelirler. Sonunda da bulurlar.
O
kadın, yönetici arkadaşlarına, eğer başarabileceklerini düşünürlerse
başarabileceklerini öğretir. Bu iki sonuç arasındaki tek fark olumlu
düşünmektir. Aklınıza güvenin ve imkânsızlık, başarısızlık gibi kelimeleri hayatınızdan silin.
Her problem için bir çözüm yolu vardır, tıpkı bugüne kadar çözdüğümüz
test sorularında olduğu gibi. Bu kapasiteye sahipsek tek olay kendimizi
inandırmak; başarabileceğimize, yapabileceğimize... En karanlık zamanda
umutlu olunursa her yer aydınlanır...
Yenilgiyi aklınızdan çıkardığınızda yaşamınızda yenilgi diye bir şey olmaz.
Felç
geçirmiş ve tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş biri ÖSS'ye hazırlanmaya
çalışıyordu. Motivasyonu oldukça iyiydi ve onu hiçbir şey
durduramıyordu. "Felçli olan yerim sadece vücudumdur, beynim değil."
diyordu...
Çok
fazla insan aşağılık duygusunun, korkunun, kendinden şüphe etmenin
acısını çekiyor. Gözlerini olası sonuçlara öylesine kapatıyorlar ki
nasıl olumlu olanları düşünebilsinler.
Sizin en iyi aracınız zihniniz. Lütfen ona hak ettiği değeri gösterin ve sağlıksız düşüncelerin beyninize sızmasına engel olun.
Mucize
kavramı, gitgide yaygınlaşan kötücülük, olumsuzluk tavırları yüzünden
yok olmakta. Bu gençliğe karşı işlenen bir suçtur ve cezası ağırdır,
gelecekte karanlık içinde görmek zorunda kalacak insanlar... En büyük
hata genç insanların hayallerini çalmaktır. Bu suçları işlemekten uzak
durunuz.
Şu
günlerde gençlerden birçok mail alıyorum. İçlerinden birini sizinle
paylaşacağım. Bu, benim en çok etkilendiğim başarı hikâyelerinden biri:
"Ben
20 yaşındayım. Size iki sene önce üniversiteye hazırlanırken mail
göndermiştim. Ben geçirdiğim bir trafik kazasında bacaklarımı
kaybetmiştim ve bundan dolayı iyi motive olamıyordum. Bu durum benim
neredeyse tüm yaşantımı alt üst ediyordu. Dolayısıyla ÖSS'ye hazırlık
sürecimi de... Sizinle iletişime geçmiştim, umarım hatırlıyorsunuzdur,
uzun bir dönem de ne yapmam gerektiği konusunda bilgilenmiştim.
Bu süreç içinde beni sürekli yönlendirmeniz ve motive etmeniz bana çok şey kazandırdı. Şu an üniversite 2. sınıftayım.
Tıp
okumak istiyordum ve istediğime ulaştım. Şu anki mutluluğumu anlatmam
çok güç; çünkü olağanüstü bir değişim sağladım ve istediğim yeri
kazandım. Ben bu kadar şeyi yapabildiysem herkes isteklerine ulaşabilir. Tek iksir, inancı yitirmemek; hedeflere ulaşılacağına dair inancı..."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)